Sunay Akın, kurucusu olduğu İstanbul Oyuncak Müzesi’nde deprem bölgesi için yardım malzemesi toplayıp bölgeye gönderdiğini önceki günlerde açıklamıştı.
Akın, şimdi de bu felaketi yaşayan çocukların iyileştirilmesi için çalışmalar ve projeler üretmeye başladıklarını söylüyor.
Akın, toplumun çok duyarlı olduğunu ve gelen yardımlardan müzede yer kalmadığını söyledi. Akın, “Yardımları, Kartal Belediyesi’yle birlikte depremzedelere ulaştırdık. Nasuh Mahruki ile görüştük. Akut Vakfı araçlar gönderdi. Fakat o kadar çok yardım geldi ki orada Kartal Belediyesi’nden de yardım aldık. Bu bir haftanın ardından, oyuncak kampanyası, yani oyuncak bağışına yöneldik. Sadece oyuncak değil boya kalemleri, resim defterleri, masa oyunları… Müze çalışanları bu konuda oldukça deneyimliler, deprem bölgesindeki çocuklara etkinlik götürmek içinde çalışmalar yaptılar. Tabii şuna benziyor bu; biz burada mektup yazıyoruz ama zarfın üstüne doğru adres yazmalıyız. Çünkü gördük ki deprem bölgesinden gelen haberlere göre, orada pek çok yardım yerine ulaşmıyor” diyor.
Çocuk oyunla iyileşir, oyunla kendini tedavi eder diyen Akın, “İBB’nin Oyun İstanbul, sevgili hocam, Prof. Dr. Yasin Çağatay ile görüşüyoruz. Orada kalıcı merkezler ve bu merkezlerde sadece oyuncak dağıtmak değil, çocukların her türlü oyun ihtiyaçlarını, yaratıcılıklarını ortaya koyacakları atölyeler oluşturmak için çalışıyoruz. Sevgili Haluk Levent’in başkanı olduğu AHBAP Derneği’yle de çalışma yürütüyoruz” diyor.
ÇOCUK ATÖLYESİ…
İstanbul Oyuncak Müzesi’nde depreme kadar çocuklar için devamlı olarak yapılan atölyelerin olduğunu belirten Akın, “Bu etkinlikleri üstlenen çok değerli tiyatrocu arkadaşlar var, çocuk atölyesi konusunda uzman, profesyonel olan arkadaşlarımız var. Bunları nasıl deprem bölgesine götürebiliriz, şu an onun çalışması içerisindeyiz. Oyuncak bağış kampanyamızı duyurduk, oyuncaklar gelmeye başladı. Her zaman, insanlar çok duyarlı bu konuda; ne istediysek yerine getirdiler. Bağışlar geldi. Çok duyarlı bir toplum! Bu halkın çok güçlü olduğunu, bu halkın, bu coğrafyada yaşayan insanların güzelliğini gösteriyor. Aynı zamanda da üzüyor. Bu güzel insanlar bu kadar yalnız bırakılmamalı, bu güzel insanlar bu acıları yaşamamalı daha doğrusu!” diyor.
“HALKTAN DAHA YÜCE BİR DEĞER YOKTUR”
Toplumun bunu hak etmediğini söyleyen Akın, “Bu çok üzdü. Keza hepimizin takip ettiği, sosyal medyadaki, benim en çok zaten anlayamadığım, orada güzel insanlar gönüllü gidiyor yardım ediyor. Oraya insanlar niye yardıma gidiyor; devlete yardıma gidiyor ya! Tabii ki insanlar acılı, tabii ki feryat edecek, isyan edecek! Çok doğal, o insanları kucaklamak lazım, o insanları cepheleştirmemek lazım, onları sağaltmak, anlamak lazım. Bu çok doğal yani! Orada insanın enkazın altında çoluğu çocuğu, annesi, babası var ve kimse yok yanında! Tabii ki bir şeyler söyleyecek, rahatsızlığını dile getirecek. Bunu anlamak lazım, bundan mikrofon, kamera çekmemek lazım! Gidip özellikle o insanlarla konuşmak lazım!” diyor ve ekliyor, “Yardıma giden insanları ötekileştirmemek lazım! Her gönüllü giden insan, her sivil toplum örgütü, devletine yardıma gidiyor, başka kime gidiyor. Devlet halktır. Halktan daha yüce bir değer yoktur. Ve insanlar orada acılar içerisinde. Birazcık kendini onların yerine koyması gerekiyordu siyasilerin. Bu çok üzdü ve düşündürdü. Hâlâ deprem öncesi söylemlerin tekrar ettiğini görmek çok üzücü!” diyor.