Yeşil Sol Parti
“ÖZ ELEŞTİRİNİN ORATİKTE VERİLMESİ GERÇEKLİĞİNİ İFADE EDİYORUZ”
Bildirgede, başarısız olunan alanların yeniden inşa edilmesi gerektiğine dikkat çekilerek şunlar kaydedildi: “Hâlihazırda yürüttüğümüz tartışmalar ile il, ilçe, mahalle, köy düzeyinde yapacağımız yaygın halk toplantılarının, konferansların, kongrenin ve yeni tartışma zeminlerinin mevcut siyasal ve gündelik resmimizi daha net açığa çıkaracağına inanıyoruz. Halklarımıza olan siyasal ve tarihsel sorumluluğumuz gereği, bu resmin şeffaf olmasından imtina etmediğimizin altını çizmek isteriz. Yeşil Sol Parti ve HDP Parti Meclisleri olarak, yapısal ve örgütsel sorunlarımızın kapsamlı bir şekilde değerlendirileceği bu süreçte özeleştirinin kendisinin pratikte verilmesi gerçekliğini ifade ediyoruz. Bu gerçeklikten yola çıkarak önümüze gelecek ödevlerimizi koyduk. Toplumsal katılımı güçlü kılacak mekanizmaları inşa edeceğiz. Mevcut sorunların yaşandığı yapısal işleyişten radikal bir kopuşun yollarını derinlemesine tartışmaya devam edeceğiz.”
“SAHİCİ BİR ELEŞTİRİ-ÖZ ELEŞTİRİ SÜRECİNDEN GEÇMELİYİZ”
Bildirgede, cumhurbaşkanı ve milletvekilliği seçimlerinin eşit ve adil olmayan bir ortamda yapıldığı belirtilerek başarısızlığın diğer nedenleri şöyle sıralandı:
“Seçim sonuçlarındaki başarısızlık, adayların belirlenme sürecine, örgütün yetersizliğine, siyasal yaklaşım farklılıklarına, kampanyanın niteliği gibi etkenlere sıkıştırılamayacak kadar yapısaldır. Sadece HDP ekseninde değil, partiyi oluşturan tüm kurumsal yapıların siyasal, örgütsel ve politik yenilenmeyi sağlamak için bu dönemin muhasebesini yapması kaçınılmazdır. Sahici ve onarıcı bir eleştiri-özeleştiri sürecinden geçip siyasete taşıdığımız tüm güç ve iradelerle yeniden buluşmak, tazelenmek, hepimiz açısından siyasal bir sorumluluk ve zorunluluktur. İlkelerde katı, pratikte esnek olma şiarıyla tarihsel mücadelelerin toplamı olan HDP fikriyatında ısrar ederken toplumsal bağları güçlendirecek yeni mekanizmaların inşasında yaratıcı ve esnek olacağız.
“YENİDEN İNŞA HATTIMIZIN ÖNCELİĞİ OLACAK”
Temsili ve orta sınıf siyaset biçimine sıkışmak yerine siyasetin toplumsallaşmasını merkeze alacağız. Önümüzdeki mücadele döneminde toplumsal dinamikleri açığa çıkarmaya daha fazla yoğunlaşacağız. Parti-halk ve merkez-yerel gibi hiyerarşik ikiliklerle bürokratikleşmiş yapılara, anlayışlara ve yaşamın her alanındaki toplumsal cinsiyete dayalı eşitsizliklere karşı devrimci kolektif mücadeleyi ve anlayışı esas alacağız. Bu gidişattan rahatsızlık duyan ve değişimi kaçınılmaz gören her örgütlü yapı, çevre ve kişi ile bu temelde birlikteliklerde ısrar etmek, direniş ve yeniden inşa hattımızın önceliği olacaktır.
“POPÜLİZMİ DE ELE ALDIK”
Siyaset yapma biçimimizi yeniden yapılandırma tartışmaları yürütürken siyaseti siyasetsizleştirmenin adı olarak popülizmi de ele aldık. Siyasetin yeterli düzeyde üretilememesi ile popülizmin büyümesi arasındaki ilişkiyi ortaya koyduk. Popülist eksenli siyaset tarzının yıpratıcılığına karşı yeni dönemde kolektif ve toplumsallaşan siyaset aklını yine birlikte üretmenin yollarını inşa edeceğiz.
“ÜÇÜNCÜ YOL” VURGUSU
Üçüncü yolu demokratik ittifaklar ve halkın katılımı ekseninde örmenin, temsil siyasetine dair isabetli eleştirilere çözüm perspektifi sunacağı inancındayız. Demokratik ittifaklar zeminiyle toplumsallaşmış siyaset hem seçilmiş olmayı temel hedef olmaktan kurtarabilecek hem de siyasetin toplumsallaşmasının önünü açabilecektir. Demokratik cumhuriyeti inşa etmeye olan inancımız ve irademiz, parlamento seçimleriyle sınırlı tutulamayacak kadar güçlü ve hayatidir. Demokratik cumhuriyetin örgütlenmesini yaşamın her alanında anbean hayata geçirmek, yeni dönemin önemli politik sorumluluklarından biridir. Cumhuriyet’in ikinci yüzyılında demokratik cumhuriyet talebimizi daha güçlü bir şekilde inşa edecek yolları halklar örecek, biz öreceğiz.
“ÜÇÜNCÜ YOL MÜCADELEMİZİ YÜKSELTECEĞİZ”
Fikriyatımızı en güçlü şekilde hayata geçirecek ve bizi sistemin iki hegemonik fay hattının dışına taşıyacak ideolojik-politik duruş, üçüncü yoldur. Cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki tutumumuzdan dolayı aşınmaların meydana geldiği ortadadır. Üçüncü yol siyasetinden uzaklaşma ve iki kutba da payanda olmama ilkesinden kısmi kopuşun yarattığı ideolojik aşınmaları birlikte onaracağız. Üçüncü yol siyasetini toplumsallaştırmanın çaresini yine toplumsal çaba ile bulacağımıza olan inancımız tamdır.
Üçüncü yol stratejimizin önemli hedeflerinden biri, demokratik ittifakları genişletmektir. Bugüne kadar ittifak siyasetimizin seçimle sınırlı tutulması, bizler açısından bir özeleştiri konusudur. Buna karşılık, toplumun tüm dinamikleriyle ittifaklar kurmak, partimizin temel hedefi olmaya devam edecektir. Bu siyasal-toplumsal yaklaşıma kaynaklık eden ise doğrudan mücadele ve özgürleşme fikriyatımızdır. Bilinmelidir ki seçim başarısızlıkları, eksiklikleri ve hataları siyasal fikriyatımıza gölge düşüremez; bilakis fikriyatımızı daha güçlü şekilde ve özeleştiri ile sahiplenmemizi ve eylememizi zorunlu kılar. Yeni dönemde, ittifak siyasetimizin toplumsal zeminde devam etmesini birlikte inşa etmenin yollarını yine birlikte arayacağız. Bu buluşmaların parti ve halk arasındaki mesafeyi ortadan kaldırmamıza katkı sunacağına ve inşa sürecimizi güçlendireceğine inanıyoruz.”