ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, ülkesinin Tayvan meselesi ve balon krizi gibi gerginliklerden sonra Çin’le buzları eritme adına Pekin’e yaptığı ziyarette oldukça alt düzey bir karşılamaya maruz kaldı. Dün gerçekleşen ziyarette Blinken’ı havaalanında Çin Dışişleri Bakanlığı Kuzey Amerika ve Okyanusya Dairesi müdürü Yang Tao karşılarken, kırmızı halı serilmemesi dikkat çekti. Kırmızı halı sermeden ve düşük yoğunluklu karşılamanın Çin kültüründe kasıtlı bir aşağılama olduğu bildirilirken, Blinken’ın basına yansıyan görüntülerde karşılamanın ardından soğuk bir yüz ifadesine sahip olduğu görüldü. Blinken, ABD Başkanı Joe Biden’ın 2021’in başında göreve gelmesinden bu yana Pekin’i ziyaret eden en düzey yetkili ve 5 yıl sonra Çin’e gelen ilk ABD Dışişleri Bakanı oldu.
Ziyaret, “Balon krizi”nin gölgesinde de gerçekleşiyor. ABD Savunma Bakanlığı, 3 Şubat’ta Çin’e ait olduğu iddia edilen yüksek irtifa istihbarat balonunun ABD ana kıtası üzerinde uçuş yaptığının ve Montana eyaletinde aralarında nükleer başlık ve uzun menzilli füze depolarının olduğu bazı hassas askeri tesislerin üzerinden geçtiğinin tespit edildiğini bildirmişti. Çin, balonun ülkeye ait sivil bir hava aracı olduğunu, meteorolojik araştırma için kullanıldığını, kontrol kabiliyeti sınırlı olduğundan rüzgarlarla sürüklenerek yanlışlıkla ABD hava sahasına girdiğini ileri sürmüştü. Balon 4 Şubat’ta, Biden’ın emriyle ABD kara sularında savaş uçağı tarafından vurularak düşürülmüştü.
Pekin yönetimi, “sivil insansız hava aracına güç kullanarak müdahale ettiği” gerekçesiyle ABD’ye çok sert tepki gösterdi. Krizden sonra ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin’in, Çinli muhataplarıyla ısrarlı görüşme talepleri Pekin yönetimi tarafından geri çevrilirken, ABD ordusundan komutanlar da iletişim kanallarının yeniden açılmasına yönelik girişimlerinin Çin tarafından reddedildiğinden yakınmıştı.
Blinken’ın maruz kaldığı alt düzey karşılama, son aylarda iki ülke ilişkilerini takip edenler için sürpriz olmadı. ABD’li bakanın ziyareti, Çin ile ABD arasında ekonomik ve stratejik rekabetin arttığı, mevcut sorunların ve gerilimlerin çözülmeden devam ettiği, karşılıklı güvensizliğin hakim olduğu oldukça sıkıntılı bir süreçte gerçekleşiyor. İki ülke arasında Tayvan sorunundan, Güney Denizi’ndeki egemenlik ihtilafları ve askeri gerilimlere, ekonomik ve stratejik rekabetten, ABD’nin teknoloji alanında Çin’e getirdiği kısıtlamalara ve insan hakları sorunlarına yönelik eleştirilerine dek çok sayıda sorunlu alan bulunuyor. Gerilim, son yıllarda Washington’ın Çin’e teknoloji alanında getirdiği yaptırımlar ve ihracat kontrolleriyle giderek tırmanıyor.